aşırı — sf. 1) Alışılan veya dayanılabilen dereceden çok daha fazla, taşkın Ticaret az gelişmiş toplumlarda aşırı bir gelişme gösterir. O. Rifat 2) Bir şeye gereğinden çok fazla bağlanan, önem veren, müfrit, ekstrem 3) Gereğinden fazla, çok 4) zf. Ötede … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşırı akım — is., fiz. Aşırı gerilim … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşırı duyarlık — is., ğı, fiz. Organizmaya giren yabancı bir madde yüzünden canlı varlıklarda oluşan aşırı tepki, anafilaksi … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşırı gerilim — is., fiz. Beyan edilen değerden büyük olan akım, aşırı akım … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşırı taşırı — zf. Çok aşırı, fazla miktarda … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşırı yük — is., fiz. Elektrikli araçların olağan çalışma şartlarında karşılaştıkları aşırı akım durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşırı uç — is., cu Politika alanında sağ veya sol görüşlerin en ateşli ve yıkıcı kanadı … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşırı bellem — is., ruh b. Belleme yetisinin olağanüstü bir durumda gelişmiş olması … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşırı besi — is. Olağanüstü nicelikte yemek yeme veya yedirme … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşırı doyma — is., fiz. Belli sıcaklıktaki bir sıvı içinde, eriyebildiği kadar eriyen bir maddenin, sıcaklığın düşmesine karşın bir sınıra kadar erimiş olarak kalması durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşırı duyu — is., ruh b. Herhangi bir duyu organıyla ve özellikle dokunma duyusuyla sağlanan her tür uyarana karşı olağan dışı bir duyarlık gösterme durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük